sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

Bu derste öncelikle karşılaştırmalı hukukun amacı, işlevi ve ele alınışı, tarihçesi incelenecektir. Ders kapsamında Anglo-Sakson Hukuku, Kıta Avrupası Hukuku, Kuzey Avrupa Hukuku hukuk geleneklerine ilişkin olarak sistemler arasında karşılaştırma yapılabilecek düzeyde bilgi verilecek ve bu bilgi çerçevesinde Türk hukukunun konumu değerlendirilecektir. Ders, bilimsel bir disiplin olarak sosyolojinin tanımı, araştırma yöntemleri, alanda baskın olan kuramsal yaklaşımlar; kültür, sosyal yapı, sosyalleşme, bürokrasi, toplumsal kontrol, sapma, toplumsal değişim ve toplumsal tabakalaşma gibi giriş düzeyindeki temel kavram ve konuları kapsamaktadır. Temel hedef, hukuk fakültesi öğrencilerine hukuk kavramını toplumsal bağlamı içinde değerlendirebilecek temel sosyoloji bilgisini kazandırmaktır. Öğrenciler, alanda daha sonra yapacakları çalışmalara hazırlık mahiyetinde temel sosyolojik kavramlar ve araştırma yöntemleri ile tanıştırılacaktır. Ders kapsamında tarihin en eski dönemlerinden bu yana günümüz üzerinde etkili olan önemli siyasal olaylar anlatılacak gerek Batı’da gerekse Türkiye’de siyasal iktidar-birey ilişkisini belirleyen faktörler tarihsel gelişim içinde ele alınacaktır. Derste konu ile ilgili temel kavramlar ve kaynaklardan yola çıkarak Türk siyasal hayatının gelişimi de incelenecektir. Devlet-toplum ilişkileri, temel çatışma noktaları, siyasi hayatın temel öznelerinden siyasi partiler, siyasi hayatı etkileyen ve şekillendiren sosyo-kültürel dinamiklerle sivil toplumun gelişimi konuları dersin ana başlıkları arasındadır. Kabahatler Hukuku dersinde kabahatler hukukunun genel esasları, ilkeleri, kabahat genel teorisi, idari yaptırım türleri ve kabahat yargılamasına ilişkin norm ve esasların öğretilmesi amaçlanmıştır. Umumi hukuk tarihi dersinde milli hukukun dışına çıkılarak esas itibarıyla günümüzdeki hukuk kurallarını ve müesseselerini daha iyi anlayabilmek, hukuk kurallarının tarihi gelişimini inceleyerek öğrencilerde eleştiri bilincini geliştirmek, bu çerçevede öğrencilerin edindikleri bilgilerin esaslı ve kalıcı olmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Bu dersin sonunda hukuki kavram ve kurumların nasıl geliştiği, hangi sosyal, ekonomik ve siyasi ihtiyaçlarla değiştiği izlenebilecek, toplum bünyesinde hâkim olan hukuki kuralların ve müesseselerin zamanın ihtiyaçlarına uygun olup olmadığı değerlendirilebilecektir. Hukuk felsefesi, hukukun bilgi konusu olup olmayacağıyla başlar ve hukukilik kavramının anlamını tartışır.

  • Siyaset, yargıyı ele geçirmek veya kontrolü altına almak ister, fakat bağımsız ve tarafsız yargı asla teslim olmaz.
  • Uyarma; Cemiyet üyesinin Tüzük kuralları ile Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesindeki ilkelere uygun davranması gerektiğinin bildirilmesidir.
  • “İşkence ve Eziyet” başlıklı TCK m.94/1’e göre; “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”.

Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler tarafından seçilen ve sayıları, nitelikleri, seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur. Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, malî ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir. Üniversitelerin hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığına sunulur ve merkezi yönetim bütçesinin bağlı olduğu esaslara uygun olarak işleme tâbi tutularak yürürlüğe konulur ve denetlenir. Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur. Sıkıyönetimin her defasında dört ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır.

Soykırım; bir planın icrası kapsamında, milli, etnik, ırki veya dini bir topluluğun tümden veya kısmen ortadan kaldırılması amacıyla, topluluk üyelerine karşı özellikle kasten öldürme suçlarının sistematik olarak işlenmesi suçuna denir.Tehcir/zorunlu göç, insanların göç ettirilmesi ve göç etmelerinin sağlanmasıdır. Soykırım olarak nitelendirilen milli, etnik, ırki veya dini bir grubun yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanma veya bir gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi ile bir yasal dayanağa sahip zorunlu sevk ve iskan fiillerinin, yani tehcirin/mecburi göçün bağlantısı yoktur. Bekçilerin görev ve yetkileri 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nda düzenlenmektedir. Bu Kanunda; bekçi adaylarında aranacak şartlar, sınav, atama ve adaylık süreci, bekçilerin görev ve yetkiler ile başka görevde çalıştırma yasağı ile çalışma saatleri gibi çeşitli hükümler yer almaktadır. Türk Ceza Hukuku’nda kusur, kasttan ve taksirden doğan sübjektif sorumluluktur. Suçun manevi unsuru denildiğinde, kişi ile işlediği fiil arasındaki manevi bağ anlaşılmaktadır . Tipikliğin yalnızca objektif değil, sübjektif unsurlarının da gerçekleşmesi halinde, fiil sübjektif olarak da faile isnat edilebileceğinden, tipik haksızlığın tüm unsurları bakımından failin, kasten veya en azından taksirle hareket ettiğinin tespit edilmesi gerekmektedir .

Cumhurbaşkanı, ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar, 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla teşekkül etmiş olan Millî Güvenlik Konseyinin Başkanlığını da yürütür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi sırasında açıklarlar, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir. Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış olması şarttır. Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde çalışanlar, hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler. MADDE 132- Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tâbidir. Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir.

Kuruldan izin almadan ya da hastalık ya da görev gibi bir özür bildirmeden aralıksız üç toplantıya katılmayan üye istifa etmiş sayılır. Yönetim Kurulunun sürekli çıkarma kararına karşı Genel Kurulda itiraz edilebilir. Onur Kurulu soruşturma için üyelerinden birini görevlendirmişse görevli üyenin hazırlayacağı raporu veya disiplin soruşturması dosyasını görüşür. Onur Kurulu, Yönetim Kurulu tarafından gönderilen disiplin soruşturmaları ile Cemiyet üyeleri arasında çıkacak mesleki anlaşmazlıklar, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi ile meslek onur ve saygınlığına ve Tüzüğe aykırı tutum ve davranışları inceler ve durumu Yönetim Kuruluna bildirir. Cemiyetin Tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını inceler ve en az dört ayda bir denetim sonuçlarını rapor halinde Yönetim Kurulu’na ve toplandığında Genel Kurul’a sunar. Red kararı verilen adaylar Yönetim Kurulu kararının kendilerine tebliğinden itibaren 1 yıl geçmeden yeniden aday olamazlar. Kitle İletişim Hukuku dersinde kitle iletişim özgürlüğünün içeriği, sınırlandırılması ve basın özgürlüğü ile ilişkisinin açıklanması, basın rejimi, radyo-televizyon rejimi ve internet rejimi hakkında öğrencilerin bilgilendirilmesi, düşünceyi ifade özgürlüğünün kitle iletişim özgürlüğü ile ilişkisinin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu derste kitle iletişim özgürlüğünün içeriği, sınırlandırılması ve basın özgürlüğü ile ilişkisi, düşünceyi ifade özgürlüğünün unsurları, sınırlandırılması ve kitle iletişim özgürlüğü ile ilişkisi incelenmektedir. Hukukun temel işlevi olan uyuşmazlık çözümü, uyuşmazlık çözümünde yorum, hukuk yaratma, takdir kullanma ve neticede hüküm kurma aşamaları teorik düzlemde ele alınmaktadır. Bu kapsamda hukuk ve dil ilişkisi, sentaks, semantik kavramları, hermeneutik ve retorik disiplinlerine de değinilmektedir. Bu dersin amacı, ekonomik olayların incelenmesi ve yorumlanması için temel kuralların açıklanması, fiyat mekanizması ve fiyatların teşekkülünün incelenmesi, uluslararası iktisat konuları, çok uluslu şirketler, yabancı sermaye, borsa ve Türkiye uygulamaları, milli gelir ile ilgili öğrencilerin bilgilendirilmesidir.

2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu m.88’de; ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü halleri dışında suç işlediği ileri sürülen hakimlerin ve savcıların üstlerinin ve konutlarının aranamayacağı, bu zorunluluğa aykırı hareket eden kolluk görevlileri hakkında yetkili Cumhuriyet savcılığı tarafından genel hükümlere göre doğrudan doğruya soruşturma ve kovuşturma yapılacağı düzenlenmiştir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.58’de ise, ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üstünün aranamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. 638 No.lu KanunHükmünde Kararname ile yapılan değişiklikler dedikkate alındığında; sayılı“Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Mostbet casino ve ŞansOyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun” 2. Sanal kumar, bahis, şans ve talih oyunları olarak tabir edilen oyunlar internet web pinup, sosyal medya uygulamaları, android ve ios cep telefonu aracılığıyla oynatılabilmektedir. Kullanıcıların kredi kartı harcamalarından bu işlemler takip edilebildiğinden kredi kartı dışındaki yöntemler daha cazip hale gelebilmektedir.Ön ödemeli olarak tabir edilen prepaid kartlar aracılığıyla marketler, benzin istasyonları gibi yerlerden nakit para yüklemesi yapılabilmekte, ATM’den nakit yükeleme işleminin yanı sıra havale, eft yöntemleriyle veya kredi kartıyla da para yüklenebilmektedir. Kimlik tespiti gerektirmediğinden anonim olarak yapılabilen bu tür işlemlerle ilgili olarak bazı miktar sınırlamaları mevcuttur. Kendilerine sunulan bonus, hediye, kredi gibi vaatlere kanan kullanıcılar da kredi kartıyla ödeme yaptılarsa bankalara charge back, ters ibraz, harcama itirazında bulunmakta ama bankalar yapılan bu işlemleri genelde 3d ile yapıldığından bahisle reddetmektedirler.

Maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir”. Görüleceği üzere hükümde; “Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla” ibaresine yer verildiğinden, cumhuriyet savcısının birleştirme yönünde talebi olmadığı sürece dava dosyalarını bağlantı olduğundan bahisle mahkemelerden birisinde birleştirilmesi mümkün değildir. Çünkü kanun koyucu, cumhuriyet savcılarının bu konu ile ilgili istemlerini dosyaların birleştirilmesinin ön şartı olarak aramıştır. Cumhuriyet savcısının birleştirme yönünde istemi olmadıkça, her iki mahkemenin birleştirme yönünden uyuşmasının bir önemi olmayacaktır. Koruma tedbirleri, ceza muhakemesi faaliyetleri sırasında maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için delil elde etmek ve muhafaza etmek, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve yerine getirilen muhakeme faaliyetlerinin kağıt üzerinde kalmasını önlemek amacıyla ve esasen muhatabının temel hak ve özgürlüklerini sınırlayan, bu nedenle geçici olma, görünüşte haklılık ve orantılılık çerçevesinde tatbik edilen faaliyetlerdir. Bu tedbirler; kişi hakkında henüz bir mahkumiyet hükmü bulunmadığı bir aşamada temel hak ve özgürlükleri kısıtladığından, hukuk devleti olmanın gereği olarak tedbirlere başvuru sıkı şartlara bağlanmış ve bu tedbirlerin yorumunda kanunilik ilkesi çerçevesinde kıyas yasağı kabul edilmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu m.174’de düzenlenen iddianamenin iadesi sebepleri, sınırlı sayıda düzenlenmiştir. CMK m.174’e göre; CMK m.170’e aykırı olarak düzenlenen, suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan, önödemeye, uzlaştırmaya ve seri muhakemeye tabi olup da, bu usuller işletilmeksizin, soruşturulması veya kovuşturulması izne veya talebe bağlı olan suçlarda, izin veya talep olmaksızın düzenlenen iddianame cumhuriyet başsavcılığına iade edilecektir. Uygulamada, gerek mahkemece incelenen iddianamenin ve gerekse de iade kararının taraflarla paylaşılmadığı, bu belgelerin savunmadan gizlendiği, CMK m.153/2’ye göre alınmış savunmaya karşı soruşturmanın gizliliği kararı var ise, bu kararın etkisinin CMK m.153/4 gereğince iddianamenin kabulü aşamasına kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Maddenin düzenlendiği, ancak bu maddenin 5237 sayılı Kanunun lehe hükümlerinin tatbiki ile sınırlama uygulanabileceği, nitekim bu hususun 5252 sayılı Kanunun 1. Maddelerinde belirtildiği, 5237 sayılı Kanunun “Özel kanunlarla ilişki” başlıklı 5. Maddesi atfı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359.

Bu ders, hane halkının, şirketlerin ve devletin davranışlarını ve kararlarını analiz eden mikro iktisadın temel ilkelerine giriş dersi mahiyetindedir. Dersin amacı; toplumsal olgu ve olaylar hakkında öğrencilere bilimsel bir anlayış kazandırarak onlara yaygın görüş ve uygulamaların köklerini anlama, gerektiğinde sorgulama ve imkân dahilinde yeni politikalar üretebilme yetisi kazandırmaktır. Bu amaçla öğrencilerin siyasi teori, tarih ve aynı zamanda politik ekonomi ve sosyal bilimlerde kullanılan bilimsel yöntemler hakkında bilince ve bilgiye sahip olmaları hedeflenmektedir. Bu kapsamda; dilbilgisini içeren konular ile kelime üniteleri ağırlık oluşturur. Bununla birlikte, okuma ve yazma yeteneğinin geliştirilmesi sağlanmaya çalışılarak, gündelik hayatta İngilizce’nin kullanılması hedeflenir.

Özellikle “imar barışı” gibi geçici düzenlemeler, “istikrarlı ve uygulanabilir mevzuat” ve “tavizsiz uygulama” gerekliliklerinin yerine getirilmesinin önünde bir engeldir. Günümüzde, barınmanın ciddi bir iktisadi sorun haline geldiği gözardı edilemez bir gerçektir. Bu iktisadi sorun, “güvenli bina” zorunluluğunu ne yazık ki geri plana atmaktadır. Bilindiği üzere, 7440 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 12 Mart Mostbet Tarihli ve Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Fıkrasıyla, kurumlar vergisi mükellefleri açısından ek vergisel yükümlülükler doğuran bazı unsurlar hüküm altına alınmıştır. Yazımızda, 7440 sayılı Kanunla ihdas edilen ve “ek vergi” niteliğinde hükümlerin Anayasaya uygunluğu değerlendirilecektir. Hükümlünün koşullu salıverilme tarihinden daha önce ceza infaz kurumu dışına çıkabilmesine imkan sağlayan denetimli serbestlik müessesesinin temel şartları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (İnfaz Kanunu) m.105/A’da düzenlenmiştir. Ayrıca; İnfaz Kanunu Geçici m.6 ve Geçici m.10 hükümlerinde de, denetimli serbestlik süreleri ile ilgili geçici düzenlemelere yer verilmiştir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği m.77 ila 88’de, denetimli serbestlikle ilgili İnfaz Kanunu hükümlerinin uygulanmasını sağlamak üzere ayrıntılı hükümler yer almaktadır. Kasten yaralama suçunu düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.86; yaralamanın neticelerine ilişkin sınıflandırmalar çerçevesinde, failin ceza sorumluluğunu düzenlemiştir. İlgili maddenin birinci fıkrasında; kişinin suçun icrasına elverişli fiillerinin, mağdurun vücuduna acı vermesinin, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmasının suçun oluşması için yeterli olduğu belirtilmiştir.

İl Disiplin Kurulu kararları ile Amatör ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu kararlarına itiraz edilmesi, cezanın infazını durdurmamaktadır; ancak ilgililer itiraz merciinden uygulamanın (infazın) durdurulmasını isteyebilirler. TFF’nin faaliyet ve işlemlerinin yürütülmesi için gerekli olan yan kurulların başkan ve üyeleri, TFF Yönetim Kurulu’nun onayını almak suretiyle TFF Başkanı tarafından belirlenmektedir. Yan kurullar; Disiplin Kurulu, Tahkik Kurulu, Teftiş Kurulu, Sağlık Kurulu, Araştırma ve Geliştirme Kurulu, Mali Danışma Kurulu, Hukuk Kurulu, Dış İlişkiler Kurulu, Profesyonel İşler Kurulu, Amatör İşler Kurulu, Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu ile diğer yan kurullardan oluşur. Modern futbolun, 1820’ye doğru İngiltere’de ortaya çıktığı tahmin edilmektedir; burada kolej öğrencileri karışık kuralları olan “hurling[1]” adında ayakla oynanan bir top oyunu oynuyorlardı. 1823’te, bu oyunların birinde, William Webb Ellis adındaki bir oyuncunun, kural dışı bir hareketle topu göğsünde sıkıca tutarak rakip kaleye yönelmesi ile “rugby[2]” ismindeki oyun ortaya çıktı[3]. Bu tarihten itibaren ayakla oynanan hurlingin (futbol) yanında elle oynanan hurling de (rugby) oynandı. Ayrı kuralları bulunan bu iki oyun, 1863’te resmi olarak birbirinden ayrıldı. Rugby kendi çizgisini sürdürürken, takım futbolu da modern biçimini alarak kesin ve değişmez kurallara bağlandı[4]. Çünkü Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m.8 ve Anayasa m.22’nin güvencesi altında bulunan haberleşme hürriyetinin, yalnızca posta ile yazışmaları ve telefonla yapılan konuşmaları kapsadığı düşünülebilir, fakat bu görüş isabetli değildir.

 11 total views,  1 views today

About the author

A Student of Class 11, New Delhi, Prisha Jain is a 16-year-old dreamer who aspires to give the world an insight into her mind.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *